- külfet
- 阿́ is.1. 厌倦, 厌烦2. 辛劳, 劳顿, 疲劳: Bu kadar külfete hacet yok. 无需这么客气。3. 大笔开支, 大笔费用: Ziyafet külfetini karşılayacak parası yok. 他没有那么多钱来支付宴会巨额费用。◇ \külfete katlanmak 无视困难, 不在乎困难, 不畏艰险
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.
külfet — is., Ar. kulfet 1) Sıkıntı, zorluk Dört defa gezdiği bu yeri tekrar görmek, artık onun için bir külfet. R. H. Karay 2) Büyük masraf Bu kadar uzun külfetlere ne lüzum var? Ö. Seyfettin Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller külfete katlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
külfet — (A.) [ ﺖﻔﻠﮐ ] 1. zahmet. 2. merasim … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
KÜLFET — Zahmet. Sıkıntı. Yorgunluk. Zahmetli iş. Adetten ve lüzumundan çok yorularak çalışmakla iş yapmak. * Merâsim … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
külfet — sıkıntı; zorluk; yük; zahmet; eziyet … Hukuk Sözlüğü
İHTİYAR-I KÜLFET — Külfete katlanma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KÜLEF — (Külfet. C.) Külfetler, zahmetler, sıkıntılar, zorluklar. * Merâsimler … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ağırlık — is., ğı 1) Ağır olma durumu Yükün ağırlığı. Taşın ağırlığı. 2) Değerli olma durumu Hediyenin ağırlığı. 3) Ağırbaşlılık Çocuğa yıllar geçtikçe bir ağırlık geldi. 4) Tehlikeli olma durumu 5) Sıkıcı, bunaltıcı, iç karartıcı durum Havanın ağırlığı.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
külfetsizce — zf. Külfet altına girmeden, külfete katlanmadan Günün asıl konusu olan şu Brüksel sergisini, külfetsizce beraber gezelim. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
saymak — i, ar 1) Bir şeyin kaç tane olduğunu anlamak için bunları birer birer elden veya gözden geçirmek, sayısını bulmak Nara sormuşlar: Tanelerin kaç tane? Yiyenler saysın bana ne demiş. B. R. Eyuboğlu 2) Sayıları arka arkaya söylemek Birden ona kadar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yem istemez, su istemez — elde tutulması hiçbir külfet getirmez anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
DUZAH — f. Cehennem. Tamu. * Mc: Keder. Külfet … Yeni Lügat Türkçe Sözlük